Özet:Merkez Bankası yılın 3. Enflasyon Raporu'nu Perşembe günü açıkladı. Banka, enflasyon tahminini değiştirmedi. Bu yıl için yüzde 38'de, gelecek yıl için yüzde 14'te ve 2026 için yüzde 9'da bıraktı.
Enflasyon tahmininin değiştirilmemesi ekonomi çevrelerinde tartışmaya neden oldu. Ekonomistlerin çoğu yıl sonu enflasyon hedefinin tutmasının zor olduğunu düşünüyor. Enflasyon 7 ayda yüzde 28,7 oldu. Yıl sonu hedefinin üst bandı yüzde 42.. Bu da demek oluyor ki enflasyonda 13,3 puanlık alan kaldı. Enflasyonun aylık en fazla 2,6 olması gerekiyor. Ancak Eylül ve Ekim, okulların açıldığı, meyve-sebze fiyatlarının arttığı aylar. Bu aylarda aylık enflasyon tarihsel olarak hep yükseliyor.
Yapılan eleştiriler genellikle talebin düşmediği, hizmet enflasyonundaki inatçılığın kırılamadığı üzerinden şekilleniyor. Merkez Bankası da kendi raporunda 6 riske dikkat çekti. Bu risklerin olası etkilerini detaylıca paylaştı.
-En temel risklerden biri hizmet hizmet enflasyonundaki atalet. Raporda, hizmet grubu fiyatlarındaki katılığın devam etmesinin enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğu dile getiriliyor.
-Bir diğer endişe kaynağı gıda fiyatlarının seyri. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olduğu vurgulanıyor. Üretim düşüşünün enflasyonu artırıcı etki yaratabileceği ifade ediliyor.
-Merkez Bankası'nın enflasyon tahmini piyasada tam anlamıyla karşılık bulamıyor. Piyasa profesyonelleri TCMB'ye nispeten yakın tahminde bulunsa da firmalar ve vatandaşın enflasyon öngörüsü çok daha yüksek. MB raporunda, “Enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamaması.” riskine vurgu yapılıyor. Beklentilerin yüksek olmasının yüksek enflasyona yol açabileceği belirtiliyor.
-Dördüncü risk talep koşulları. Yurt içi talep ikinci çeyrekte hız kesse de hala yüksek. Bunun devam etmesi fiyatlar üzerinde baskı yaratabilir. Bu nedenle iç talepte dengelenmenin belirginleşmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
-Beşinci risk, jeopolitik gelişmeler ve emtia fiyatlarının seyri. Orta Doğu'da ve Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşın petrol fiyatına etki edebileceği ifade ediliyor. Bu da oynaklığın sürebileceği anlamına geliyor.
-Son başlık hükümetin maliye politikalarıyla ilgili. İleride para ve maliye politikalarının eşgüdüm içinde olmamasının bir risk oluşturabileceği belirtiliyor. Ayrıca yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyonda öngörülen düşüş potikasıyla uyumlu olmamasının da risk oluşturabileceği vurgulanıyor. Yani olası vergi artışlarının enflasyonda patika sapmasına neden olabileceği tespiti yapılıyor.
Feragatname:
Bu makaledeki görüşler yalnızca yazarın kişisel görüşlerini temsil eder ve bu platform için yatırım tavsiyesi teşkil etmez. Bu platform, makale bilgilerinin doğruluğunu, eksiksizliğini ve güncelliğini garanti etmez ve makale bilgilerinin kullanılması veya bunlara güvenilmesinden kaynaklanan herhangi bir kayıptan sorumlu değildir.